Deltav Uzay Teknolojileri Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Arif Karabeyoğlu, uzaya gidecek Türk astronotun orada birçok deney yapacağını belirterek, “İlk kez Türkiye olarak insanlı bir uzay programına girmiş olacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 13 Aralık 2018’de kurulan Türkiye Uzay Ajansı (TUA), 5. yılını geride bıraktı. Ajans, kurulduğu günden bu yana uzay ve havacılık bilimi teknolojilerinin gelişimi, yaygınlaştırılması için destekleyici çalışmalar yapıyor.
TUA ayrıca, Türkiye’nin uzaya yönelik haklarının korunması için ulusal ve uluslararası kuruluşlarla koordinasyon sağlıyor.
“Türkiye uzay alanındaki hedeflerine hızla ulaşıyor”
Deltav Uzay Teknolojileri Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Arif Karabeyoğlu, TUA’nın kuruluşunun yıl dönümünde, Türkiye’nin uzay macerasındaki gelişmeleri AA muhabirine anlattı.
Türkiye’de uzay konusundaki çalışmaların 1990’lı yılardan sonra başladığını belirten Karabeyoğlu, “Uzay maceramız ilk kez kendi haberleşme uydularımızın işletmesini yapmakla başladı. 1994’te Türkiye ilk haberleşme uydusunu attı. Kendi haberleşmenizi kontrol edebilmek açısından bu çok önemlidir. 2000’li yıllarda uydularımızı tasarlayıp, üretmeye başladık. 2010’larda uydu, entegrasyon ve testleri yapabilen çok büyük tesisler kurduk.” dedi.
Karabeyoğlu, son yıllarda uzaya gitme konusunda bir takım faaliyetler olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
“Roketsanın uzaya kendi uydularımızı fırlatma konusunda girişimleri var. Özgün ve milli teknolojilerle uzaya erişim konusunda çalışmalar yürütülüyor. Bunların ötesinde 2018’de Türkiye Uzay Ajansının kurulması ülkenin uzay tarihi için bir mihenk taşı oldu. Ajans, uzay konusundaki çalışmaların hepsini bir çatı altında toplamayı başardı. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 2021’de uzayla ilgili ortaya koyduğu 10 hedef vardı. Bu programın da açıklanmasıyla Türkiye artık uzay alanında çok daha hızlı hedeflerine ulaşmaya çalışan bir ülke haline geldi.”
Türkiye’nin uzay alanında gelişimini çok hızlı sağlayan bir ülke olduğunu vurgulayan Karabeyoğlu, “Bunu sadece devlet projeleriyle değil, özel sektörüyle de yapmaya çalışıyor. Bu anlamda devlet projeleri dışında kurulan yeni firmalar var. Bu özel firmalar dünyadaki uzay trendini yakalamaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
“Uzay teknolojilerinde kritik alanlarda en iyi olma niyetindeyiz”
Prof. Dr. Arif Karabeyoğlu, Türkiye’nin artık kendi teknolojilerini geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin geliştirdiği özgün, milli ve yerli teknolojilerle girdiği alanlarda dünya ile rekabet etmesi gerektiğini vurgulayan Karabeyoğlu, “Sadece ülke içinde kullanmak için değil, dünyaya pazarlayacağımız teknolojik ürün, platform ve servisleri de geliştirmemiz lazım.” dedi.
Karabeyoğlu, dünyada uzayla ilgili ticari alanın çok hızlı büyüdüğüne dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
“Bu pazarda Türkiye’nin yerini alması için TUA öncülüğünde gerekli çalışmalar yapılıyor. Türkiye olarak, uzayın her alanında dünya lideri olma iddiasında değiliz. Biz kritik alanlarda dünyadaki en iyi olma niyetindeyiz. Dünyada uzay alanında çalışan ülkelerin oturduğu masada bizim de bir yerimizin olmasını sağlamak istiyoruz. Özgün ve kritik teknoloji geliştirerek,Türkiye’nin uzay teknolojilerinde bir paydaş olmasını sağlamak amacındayız.”
“Artık uzayda olmadan varlığınızı sürdürmek mümkün olmayacak”
Karabeyoğlu, uzayda bugün 10 bin uydu olduğunu hatırlatarak, bundan 10 yıl sonra ise uzayda 100 bin uydu olacağını söyledi.
Uzay sektörünün 2030’lu yıllarda 1 trilyon doları aşmasını beklediklerini kaydeden Karabeyoğlu, “Türkiye’nin de bu büyük pastadan bir pay alması çok önemli. Uzayın stratejik anlamda da önemli olduğunu unutmamak lazım. Artık uzayda olmadan varlığınızı sürdürmek mümkün olmayacak. Bu nedenle ülke olarak ilerlememizin yolu uzayda varlığımızı ortaya koymaktan geçiyor.” şeklinde konuştu.
Karabeyoğlu, Türkiye’de insanlı uzay programlarının daha yeni başladığını ve bu anlamda iki astronotumuzun uzaya gideceğini belirterek, “Yakın zamanda bir astronotumuz, uzaya erişecek ve orada 10 gün geçirecek. Bu esnada bir çok deney yapacak. İlk kez Türkiye olarak insanlı bir uzay programına girmiş olacağız. Artık bu alanda yapılacak çalışmaların içinde Türkiye de bulunacak.” ifadelerini kullandı.
Bu zamana kadar 42 ülkenin uzaya insan gönderdiğini aktaran Karabeyoğlu, “Türkiye çok iddialı bir ülke, artık bizim de çıkma zamanımız gelmişti. Bu astronotlarımız dünyayı dolaşıp konferanslar verdikçe aslında Türkiye için çok büyük bir reklam da yapacaklar.” dedi.
“Türkiye artık uzay alanında dünya çapında işler yapabiliyor”
Türkiye’nin 2026’da, dünyanın uzay alanındaki bütün paydaşlarını Antalya’da bir araya getirecek çok büyük bin konferansa ev sahipliği yapacağını hatırlatan Karabeyoğlu, dünyanın artık Türkiye’nin uzayda çok ciddi bir oyuncu olduğuna inandığını dile getirdi.
Karabeyoğlu, Türkiye’nin uzay alanındaki adımlarını sağlam ve emin bir şekilde attığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Türkiye artık uzay alanında dünya çapında işler yapabilen bir ülke. Buna gençlerimiz inansın. Gençlerimize koyacağımız hedef şu, yapacağınız sistem ve teknolojilerin dünya pazarında rekabet edebiliyor olması gerekiyor. Sadece Türkiye pazarını hedef olarak görmeyin. Türkiye, uzay teknolojisinde çok genç bir kesimle çalışıyor. Uzay teknolojisine gönül veren gençlere şunu söylemek isterim; yapacakları işe inansınlar. Türkiye bu alanda çok daha güçlü olacak. Yeter ki kendilerini geliştirsinler. “