Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, eşiyle yolda yürürken bir erkeğin bir kadına sopayla saldırısına nasıl müdahale ettiğini anlattı.
O anları “Başta elinde kesici bir alet ya da silah olmasından endişelensem de sopanın kadının kafasına ve sırtına çarptığında çıkardığı sesi duyunca dayanamayıp müdahale ettim. Saldırganın kollarını tutarak kadından uzaklaştırmaya çalıştım. Hâlâ vurmaya çalışıyordu. Elinde kesici bir alet ya da silah olmadığından emin olunca, daha güçlü müdahale ettim. Yüz üstü yatırıp kollarını arkada birleştirerek hareketsiz hale getirdim” diyerek anlatan Zeyrek, devamında polislerin geldiğini belirterek şunları kaydetti:
“TBMM’de görevli polisler kısa sürede yanımıza geldi ve saldırganı kelepçeledi. Kadının karşısında özgüven ve güç patlaması yaşayan saldırgan, artık yalvar yakar ağlayan korkak birine dönüşmüştü. ‘Bir daha yapmayacağım’ diye bağırıp duruyordu. Mağdur kadının kafasında elle hissedilir şişlikler vardı. Birilerini aramaya çalışıyordu ama elleri titrediğinden telefonu tutmakta dahi zorlanıyordu. Zaten telefonu da çalışmaz hale gelmişti. Çare olarak polislerden telefon etmelerini istedi.
Yakında bir eve temizliğe geliyormuş. Saldırgan ise işsizmiş. Belli ki kadını takip etmiş. Kadın polisleri bilgilendiriyordu: ‘Boşandık, daha önce de saldırdığı için mahkeme tedbir olarak uzaklaştırma kararı vermişti. Bize yaklaşması yasaktı.’ Bir komiser gelince, ilk gelen polisler kendisine ‘aile içi şiddet’ diye bilgi verdi. Gelen komiserin ilk isteği ise (olaydaki en önemli sorun benmişim gibi) oradan uzaklaşmam oldu. Meğer varlığımla saldırganı provoke etmemden endişelenmiş! Gülsem mi ağlasam mı bilemediğim bu garip davranış karşısında fazla söyleyecek bir şeyim yoktu. Zaten saldırganı polise teslim etmiştim ve işim bitmişti.
Olay yerinden sessizce ayrıldık. Dilerim o saldırgan karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkmaz ve tanık olduğumuz korkunç kâbusu o kadına bir daha yaşatmaz!”
Zeyrek, “İktidar ve polis kadına yönelik şiddeti devlet ciddiyetiyle ele almadığı, saldırganları değil kadın hakları savunucularını tehdit olarak gördüğü sürece biz Ankara’nın göbeğinde, TBMM’nin giriş kapısının önünde daha nice böyle olaylara tanık oluruz!” ifadelerini kullandı.
Yazının tamamını okumak için