Deprem bölgesindeki kentlerdeki TOKİ inşaatlarında çalışan işçilerden, iş güvenliği ve yapı denetimi isyanı geldi. Meslek örgütleri ve sendikalara ulaşan işçiler, “En basitinden işçilere korunması için baret, emniyet kemeri dahi verilmiyor. İş güvenliği için talepte bulunduğumuzda ‘maliyet yüksek’ deniliyor. İnşaatlarda iş güvenliği ve yapı denetim uzmanları bulunmuyor. Her şey sadece kâğıt üzerinde” dedi. İşçiler, aylardır inşaatlara yapı denetimi uzmanlarının gelmediğini, buna rağmen denetim yapılmış gibi evrak düzenlendiğini de iddia etti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Depremlerden sonra yapılan incelemelerde yaklaşık 850 bin acil yıkılacak, hasarlı ve yıkık bina tespit edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bölümü ekim ayı sonuna kadar olmak üzere bir yıl içinde 319 bin konutu hak sahiplerine teslim edeceklerini söylemesine karşılık, TOKİ’nin verilerine göre, AFAD’ın TOKİ’ye yaptırdığı konut sayısı 109 bin 108’de kaldı. Deprem sürecinin ardından yıkılan binaların henüz 6’da 1’i oranında konut yapımına başlandı.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi öncesinde yapımına başlanan inşaatlar için, uzmanlar, yeterli bilimsel inceleme ve zemin etüdü yapılmadığı itirazlarında bulundu ancak sonuç değişmedi. Pazarlıkla yapılan ihaleler sürerken, yapımına devam edilen konutlarda çalışan işçilerden, inşaatlarla ilgili olarak, çarpıcı iddialar geldi.
“Derme çatma, ayakları olmayan iskeleler kullanılıyor”
Deprem bölgesinde yapılan konutlarda iş güvenliğine dair hiçbir adımın atılmadığını dile getiren bir işçi, “Derme çatma iskeleler kullanılıyor. Normalde iskelelerde aşağıdan yukarıya dair ayakların olması lazım, ancak bu iskelelerde yok. En ufak eğilme durumunda işçi iskeleden aşağıya düşer. Gaziantep’te çalışan bir arkadaşımız bu yüzden düşerek hayatını kaybetti. Hatay’da da bir arkadaşımız düştü. Akıbetinin ne olduğunu bilmiyoruz” dedi.
İşçilere “maliyet yüksek” deniliyor
Deprem konutlarının yapımının ilk gününden beri bölgede olduğunu ve birçok ile çalışmak için gittiğini aktaran işçi, “Hatay’da, Gaziantep’te, Diyarbakır’da, Adıyaman’da durum böyle. Hiçbir yerde çalışanlar için önlem alınmıyor. En basitinden işçilere korunması için baret, emniyet kemeri dahi verilmiyor. İş güvenliği için talepte bulunduğumuzda ‘maliyet yüksek’ deniliyor. Halbuki bu ihaleleri alırken maliyetini en başından belirtiyorlar. Ancak buna rağmen tüm taleplerimiz karşılıksız bırakılıyor” diye konuştu.
“İhaleler davet usulüyle yandaşlara veriliyor”
İnşaat çalışmalarına yönelik herhangi bir denetimin de olmadığını vurgulayan işçi, şunları söyledi:
“İnşaatlarda iş güvenliği uzmanı bulunmuyor. Bununla birlikte, yapı denetim uzmanları da yok. Her şey sadece kâğıt üstünde bulunuyor. Depremin ardından yapı denetimin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmasına rağmen buna dair hiçbir adım atılmıyor. Zaten yapı denetim için gerekli önlemler alınsa işçiler de bu durumda çalışmaz. 3/B üzerinden davetiye usulü ihaleler veriliyor. EKAP’ta ihaleler bulunmuyor. İktidara yakın olan şirketlere de ihaleler veriliyor. Onlar da en az maliyetle, hiçbir güvenlik önlemi almadan inşaatları bitirmek istiyorlar. Bir iskeleyi bir cephede kullandıktan sonra alıp başka bir cephe için kullanıyorlar. Sadece kötü iskele değil aynı zamanda çok az iskele kullanılıyor. Bundan dolayı binaların dış cephesi işleri çok fazla uzuyor.”